27 Mart 2008 Perşembe

internet samanlığında iğne aramak Google'ın işi....



Stanford Üniversitesi'nde doktora yapan Larry Page ve Sergey Brin ilk kez 1995 yılında tanıştıklarında 23-24 yaşlarındaydılar ve internet dünyasının en başarılı pazarlama araçlarından birini yaratacaklarını akıllarının ucundan geçirmiyorlardı. İnternet üzerinde aranan bilgilere en kısa sürede ulaşmayı sağlayacak bir yazılım geliştirme projesi için bir araya gelen Page ve Brin, 98 yılında Yahoo'nun da kurucularından olan David Filo'nun da yüreklendirmesi ile kendi şirketlerini kurdular. 7 Eylül 1998'de şirketin açılışını yaptılar. Başlarda dört personele sahip şirketin ilk ofisi bir araba garajından bozmaydı.

İnterntete yer alan bilgilere en kısa zamanda ve en kolay yolla ulaşmayı sağlayan Google programı, daha önceden geliştirilmiş olan arama motorlarından daha farklı ve çok daha hızlı bir sistemle çalışmakta. Lisansı şirkete ait olan "PageRank" teknolojisi ile listelenen binlerce sayfa, ziyaret edilme sıklıklarına göre dizilmekte. Böylece diğer arama motorlarının en büyük dezavantajlarından biri olan sıralamanın manipüle edilebilmesi sorunu da bu programla çözülmekte.

En iyi teknoloji şirketi

İnternette yer alan milyarca sayfa ve triyonlarca sözcük içinden, verilen sözcüğü bulan bu programa ve kurulan şirkete "Google" ismi verilir. Bu sözcük bir matematik deyimi olan GOOGOL kelimesinin bir uyarlamasıdır ve googol terimi, 1 rakamı ve arkasından gelen 100 adet sıfırla ifade edilen, neredeyse sonsuz büyüklükteki bir sayıyı ifade etmekte.
Şirketin kuruluşunun ve arama motorunun devreye girmesinin üzerinden daha 3 ay geçmeden Google, sektörün referans dergileriinden PC Magazine tarafından en iyi 100 web sayfasından biri olarak seçilir. Başlarda 10 bin civarında olan günlük arama miktarı 1999 yılının ilk aylarında 500 bin aramaya çıkar. Bu dönemde şirkete 25 milyon dolar sermaye koyan Kleiner Perkins Caufield & Byers and Sequoia Capital şirketi, Google'ın çoğunluk hisselerine sahip olur. Yeni yatırımcılar Stanford Üniversitesi, Andy Bechtolsheim (Sun Microsystems'in kurucusu) ve Ram Shriram (Amazon.com'un üst düzey yöneticisi) şirketin yönetim kuruluna katılırlar ve Google'ın gelişmesine önemli katkılarda bulunurlar. Daha bir yaşını doldurmadan Google, Time dergisinin en iyi 10 teknoloji şirketi arasında kendine yer bulur. 2000 yılının ortalarında Google İngilizce dışında 10 dilde daha arama yapma imkanı verecek şekilde geliştirilir. bu yılın sonlarında program "en iyi internet buluşu" ödülüne değer görülür ve Google'ın tarama yaptığı site sayısı 1,3 milyara ulaşır. Bu dönemde Google, bir reklam mecrası olarak da ön plana çıkmaya başlar. Arama yapılan konularla ilgili reklamlar, web sayfası listelerinin yan tarafında yer almakta ve hedefe yönelik bu reklamlar diğer internet bannerlarına göre 4-5 kat fazla tıklanmaktadır. Hatta şirket, bu reklamların yayın ücretini, aldıkları tıklanma miktarına endeksleyerek reklamverenlerin büyük beğenisini kazanır. Pazarlama faaliyetlerinden bir başkası da, geliştirilen özel bir arama motoru ile 1100 katologla sipariş programının taranabilir ve sipariş verilebilir bir hale getirilmesidir.

Reklam mecrası olmak

Program bir yandan 40 ayrı dilde tarama yapma imkanı verirken, bir yandan da, bulunan bilgilerin otomatik olarak tercüme edilerek istenen dilde sunulmasını sağlamakta. Şirket internet ortamında sadece telefon numaraları ya da görüntü taramak için de özel arama motorları geliştirir. 2001 yılının Eylül-Ekim aylarında Google'ın Türkçe tarama yapan portalı da devreye girer. 2002 yılının ortalaraında 4 bin farklı haber kaynağından beslenen bir haber ve manşet tarama programı devreye girer. Ayrıca hem teknik bilgi alışverişini destekleyen hem de sektörlerin dans edip eğlenmesine imkan sağlayan GoogleDance partilerinin ilki de 2002'nin Ağustos ayında düzenlenir. Şirketin Froogle adı verilen yeni arama motoru, internet üzerinden pazarlanan milyonlarca ürünle ilgili bilgiyi taramak üzere planlanır. 2003 yılının başlarında da taranan sayfa sayısı 4 milyarı, hizmet verilen dil sayısı da 40'ı geçer. Bu büyüme hızı sayesinde Google, Interbrand kuruluşu tarafından "Brand of the Year "(yılın markası) ünvanıyla ödüllendirilri. Google'ın reklam ve iletişim bürolatı Japonya'dan Sidney'e kadar bütün dünyaya yayılır. Değişik ülkelerden 100 binden fazla reklamveren AdWords programına dahil edilir. Daha önceleri taranan bir kelime ilgili olarak yeni gelen bilgileri hemen email olarak arama yapan kişilere ulaştıran haber alarm programı ve kurye şirketlerine teslim edilen kolilerin nerede olduğunu takibe yarayan programlar da Google'ın 2003 yılı sonlarında hizmete sunduğu yeniliklerdir.

Googlerlar ne yapar?

Bugün Google, dünya çapında yaklaşık ..200...milyon, kimi zamanlar da saniyede ..2.. bin arama sayısına ulaşmış durumda. Aramaların yarısı ABD'den gerçekleşirken, aramada 100'e yakın ayrı dil kullanılabilmekte. .4...milyardan fazla internet belge sayfası yarım saniyede taranabilmekte. taranan bu sayfalar basılsa 200 mil yüksekliğinde bir kağıt yığını oluşturacak, bunların hepsi okunmaya kalksa 6 bin yıl kadar sürecektir. GooglePlex adı verilen şirket merkezinde çalışan elemanlar "Googler" olarak tanımlanmakta ve bunların sayısı ..2000...kişiyi aşmakta. İlk kurulduğu dönemde faaliyetlerini sadece hızlı ve kapsamlı arama yapma ile sınırlayan Google, son yıllarda mesaj iletimi ve pazarlama faaliyetlerine de ağırlık vermekte. Arama yapılan konularda direkt reklam yayını farkedilebilirliği arttırmakta. Google ın tıklanmayan reklamları tespit ederek, reklamverenlerine reklam yayınınım kesme önerisini getirmesi de reklamcılık açısından sıra dışı ve dürüst bir davranış olarak değerlendirilmekte.

Akademik bir projenin ticari yaşamda bu kadar başarılı olması fazla sıklıkla rastalanan bir olay değildir. Fakat gerek şirketin kurucuları Brin ve Page'in ve gerekse şirketin yönetimine getirdikleri teknoloji şirketlerinde tecrübe kazanmış yöneticilerin titiz çalışmaları, bir doktora projesinden internet dünyasının en başarılı ve en faydalı buluşunun doğupp gelişmesine imkan vermiştir.

Kaynak: Marketing Türkiye

1 yorum:

Adsız dedi ki...

merak ettiğim bir durum

dost bloglar veya tasiye bloglar şeklinde bloglarınızda verdiğiniz linklere baktığımda sadece ismi farklı ama icerik olarak aynı konuların kelimesi kelimesine işlendiği bloglar görüyorum.
tek bir elden çıkmış farklı kişiliklerde sunulan yazılar bununn mantığı nedir acaba